MHP Lideri Devlet Bahçeli, partisinin küme toplantısında konuştu. Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Kurulan her Türk devleti bir öncekinin temelleri üzerinde yükselerek çağını mühürlemiştir. Türkiye Cumhuriyeti ağaç kovuğundan çıkmamıştır, telkinle de kurulmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti tarih sahnesinde yerini almıştır. olağanüstü koşullar altında tarih. 29 Ekim 1923’te 158 mebusun oyu ile Cumhuriyet kabul ve ilan edildi.
Cumhuriyetten dönüş olmadığı gibi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminden de dönüş olmayacaktır. Millet mutlaka kararını vermiştir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Cumhuriyetin emanetlerini çok güçlü bir şekilde güncellemiştir. Eğer Atatürk bugün yaşasaydı, devletimizin yaşadığı zorluklar dikkate alındığında, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin yorulmaz bir savunucusu olurdu. Cumhuriyet özellikle çaresizlerin yardımcısıdır. Geçmişin sınırlarını aşarak bugünün ve geleceğin aydınlık günlerine mutlaka ulaşılacaktır.
Günü gününe düşünmek, kahramanlıkla günü kurtarmak, olayların gidişatına göre siyaseti değiştirmek, bölgesel tehdit ve tehlikeler eninde sonunda vatanı da etkileyecektir. 13 Kasım 2009’da TBMM Genel Kurulu’nda şu açıklamaları yapmıştım: Yaşadığımız coğrafyanın yöneticilerine dayatılan yönetim vizyonunu adından da anlaşılacağı üzere jeopolitik üzerinden tanımladım. Yüksek siyaset kaynağını coğrafyadan alır. Her coğrafyanın kendi siyaseti vardır. Coğrafya aynı kalırken, 10 asırdır bu topraklardan yükselen siyasi dinamikleri değiştirirseniz, hepinizi uyarıyorum, coğrafyayı mutlaka kaybedersiniz. Bugün karşı karşıya olduğumuz tehlike budur. Tarihin çöplüğü olan insanlığın geçmişi, bunu öngöremeyen hükümdarların ve devletlerin enkazlarıyla doludur. Coğrafyamız tartışılırsa milletimiz yok olur. Milletimiz tartışılırsa devletimiz yok olur. Devletimiz tartışılırsa bayrağımız yok olur. Bayrağımız tartışılırsa varlığımız yok olur.
O günkü düşüncelerim aynen böyleydi. 14 yıl önce söylediklerimin arkasında olduğumdan, imzamı sonuna kadar koruyacak ahlaki tutarlılığı göstereceğimden kimsenin şüphesi olmasın. Steril çatışmalar, sıradan ezberler, devlet siyasetine taraf veren sözlü ve siyasi çekişmeler diye bir şey yoktur. Misak-ı Milli ile Türk milletinin savunma sınırının nihai ucu çizildi. Misak-ı Milli’nin dokunulmaz bir egemenlik beyanı olduğu ve zamanaşımına tabi olmadığı bilinmelidir. Vatanımızı korumak, devletimizi savunmak Anadolu topraklarında sıkışıp kalmakla olmaz. Böyle giderse yavaş yavaş vatanımızı kaybedeceğiz.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu bilinçle ülkemize yönelik tehlikeleri kaynağında ortadan kaldırmaktadır ve elbette yalnız değildir. Kudüs güvenli değilse Gazze güvenli değildir, Halep güvenli değildir, Kerkük güvenli değildir; Eğer soydaşlarımız, kardeşlerimiz iman etmezse, aklı başında ve vicdanlı hiçbir insan Ankara’nın güvenliğinden söz edemez. Kadim devlet aklımız ve irademizle aktif olamazsak, siyasi ve diplomatik temasları askeri caydırıcılıkla desteklemezsek, benzerleriyle Anadolu’da da karşılaşmak mümkündür.
Sosyal medyadaki paylaşımımda, ‘MHP olarak çağrımız şudur: Bugünden itibaren 24 saat içinde ateşkes sağlanamazsa, saldırılar durmazsa, mazlumların üzerine bomba atılmaya devam edilirse, bunu açıkça kamuoyuyla paylaşıyorum. Türkiye’nin hızla devreye girip, sorumluluğu gereği ne gerekiyorsa yapması gerekiyor. ‘Gazze’yi savunma misyonu atalarımızın mirasıdır’ dedim. Bazıları “Hadi bakalım” diye alaycı bir karalama kampanyasına başvurdu. Devletim istese de, milletim de desteklese, Gazze’deki çocukları korumanın, füzelere karşı sapanla insanlığın tavrını koymanın yolunu tutmasaydım, kaybeden ben olurdum.
İSRAİL’E İZİN VERİLEN 24 SAATLİK SÜRE SONA ERDİ
Gazze’yi atalarımızın mirası olarak göremiyoruz. İsrail-Filistin çatışması bizim sorunumuz değil. Bu sözleri söyleyenlerin hepsi vicdanları ve gönülleri yanmış bir avuç yağmacıdır. Zulüm karşısında tarafsızlık onursuzluktur. Biz haklının, mazlumun, insanlık onurunun, kardeşlerimizin yanındayız. 24 saat geçti. Türkiye Cumhuriyeti, barış ve analiz ortamının oluşması için her türlü müdahaleyi ve çabayı göstermeye hazır ve kararlı olmalıdır. Bizim için geri adım yok.
“ŞAFAKTAN ÖNCE ORADA OLACAĞINI BİLİYORUZ”
Birleşmiş Milletler etkisizdir. BM Genel Sekreteri Refah Sınır Kapısı’na gitmekten başka bir şey yapamadı. İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan umut yok Kahire Barış Zirvesi’nden bir sonuç çıkmadı. İslam ülkeleri boş boş izliyor. Gazze’yi koruma ve koruma misyonu Türk milletinindir. Ya taraflar kalıcı barış için iki devletli çözüm masasına oturur ya da Türkiye Cumhuriyeti tepkisini en hızlı ve en sert şekilde en üst düzeyde gösterir. Bu bizim tavrımızdır. Gazze’ye gitmek gerekiyorsa kimse endişelenmesin; Allah’ın izniyle, insanların arandığı ve beklendiği her yerde bunu şafak vaktinden önce yapmanın en iyisi olduğunu biliyoruz. Çocuklar ölmemeli. Bebekler ölmemeli. Hanımlar, ölmelerine izin vermeyin. “Zalimler helak olsun, katiller kahrolsun.”
